-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
657-Tuğbayı memnun edemeyen ben-buraya dikkat beyler! Memnun edemediğimi düşünüyordum, evet gerçekten öyle olabilirdi ama memnun eden yönlerimi görmezden geliyordum, sfliler böyle yapıyorlar genelde- neyse memnun edemeyen ben, kızı kaçırmamak için en azından bu akşam onu mutlu etmeliydim. Tabi benim içinde bir ilk olacaktı. Saat yaklaştıkça heyecan, titreme, kızarma başladı amk. Lan diyorum gerdeğe girsen ne bok yiyeceksin. Yüzümü yıkıyorum rahatlamaya çalışıyorum, sigara üstüne sigara yakıyorum. Kendimi telkin etmeye çalışıyorum sürekli olmuyor amk. Lan diyorum acaba ertelesem mi filan. Düşünün beyler kız eve gelecek yiyişicez filan ertelesem mi diyorum. Ne malmışım amk.
Hayır mal değildim amk ‘’ kendini hasta zanneden bir hastaydım ‘’ sfli hastalar için bu cümle cuk oturuyor. Kendini hasta zannettikleri için hasta oluyorlar. Amk şöyle düşünün, piçin birini sizin bedeninize soksalar, o bedende ki piç yine piç olur. Hiçbirşey değişmez. Bu insanın kendisinde biten bir hastalık. Aynı şekilde siz o piçin vücuduna girseniz, yine bi bok yapamazsınız. Bu iş sizde bitiyor. ‘’ Bedeninizde bir piç hayal edin ’’ tabi eğer piç olmak istiyorsanız. insan neye meylederse illa oraya benzer. Eğer efendi düzgün ama kendine güvenen biri olmak istiyorsanız kendinizi böyle düşünün. Ama gece yatana kadar sürekli gün içinde böyle düşünün. Bir olay özgüveninizi sıfıra indirse dahi güçlü insanların yaptıklarını izleyin ve taklit edin. Taklit!
Bakın piçler alakasız olacak ama önyargılarınızı kaldırırsanız bir şey anlatıcam. Aklıma gelen örnek bu olduğu için anlatıcam. Şakirt filan diyebilirsiniz ama dini konularda bilgim fena değildir, bu yüzden aklıma gelen örneklerden en yararlıları bildiğim konularda çıkıyor o yüzden islam inancından taklidi örnekleyeceğim. Bilenleriniz muhakkak vardır islamda iki çeşit iman vardır, biri taklidi biri tahkiki. Müslüman önce, hakiki Müslümanların yaptıklarını taklit eder. Eder eder eder. mesela namazda sadece yapılacakları ezberler yapar ve uygular. ama herhangi bir şey (ihlas derler) duymaz, huzur bile bulamaz belki. fakat sonunda Aynılarını yapar her denilene uyarsa tahkiki imana ulaşır. Buna dini bişey olarak değil de felsefi bir şey olarak bakın. Eğer siz birini taklit ederseniz sonunda bakarsınız ki ona benzemişsiniz. Bu her şeyde böyledir. Bakın yine alakasız olacak, şakirt diyenler olacak ama hadiste diyor ki ‘Kur'ân okuyunuz ve ağlayınız. Eğer ağlayamıyorsanız ağlar gibi durunuz ‘ tekrar söylüyorum bunu isterseniz dini bir şey olarak algılamamak sizin elinizde. Bakın hadis ne diyor, ''duygulanınız'' veya ''duygulanmayan bizden değildir'' ''ağlamayan bizden değildir'' demiyor. Ağlayınız mümkün değilse öyleymiş gibi durunuz diyor. Yani benzeyin diyor benzemeye çalışın. Siz ne kadar birşeye benzemeye çalışırsanız o kadar benzersiniz. o birşeyi siz seçeceksiniz. Bu konuyu hallettikten sonra. Yani ‘’ olmak istediğiniz gibi davranmaya çabalamaya ’’ başladıktan sonra -dikkat! birine benzemeye çalışmayın, siz nasıl olmak istiyorsanız öyle davranmaya çalışın. Sadece olmak istediğiniz şeye benzeyen kişilerden, biraz birşeyler kapın- kendinizdeki değişimi göreceksiniz. Umarım açıklayıcı olmuştur, karıştırmamışımdır.
673-Saat 8 oldu panik halindeki ben kapıya doğru koştum, delikten baktım tuğba. Dedim yarra yedik. Halime bakın piçler. Neyse açtım kapıyı belli etmemeye çalışıyorum, içimden de belki öpüşmeyiz filan diyorum. Yani öpmeye kalkınca kız beni terslese hoşuma gidecek amk. Neyse salona geçtik. Zaten benim oda da bi yatak var oturulacak başka bi bok yok. Mecburen salondayız. Tv yi filanda önceden açmıştım hani öyle takılıyordum hesabına. Bu arada zenginiz amk tv miz var ve gösteriyor
işte salonda oturmaya başladık böyle tatlı tatlı konuşuyoruz eheheh. Lan şimdi olacak sikmek için herşeyi yapardım ne güzel kızdı ya. Önceden söyledim mi hatırlamıyorum ama tahmin ettiğiniz gibi murat evde değildi. Genelde de bu saatlerde evde olmazdı Tam takılma saati amk. Biz oturuyoruz öyle, tvyi filan kapattık. Benim laptopu aldım yanımıza muratın ses sistemi vardı bide onu taktım, slow parçalardan bi giriş yaptık. Mallık bende amk mum filan alsam süper ortam olacak, nerden bileyim ilk kez tabi. Gece lambalarından vardı aldım onu ampulü değiştirdim amk oda kıpkırmızı oldu böyle. Arkadan müzik hafif yavaştan sarılmalar filan derken fısıldaşmalar yerini öpüşmeye bıraktı. usulca öpüştük önce geri çekti kendini sonra biraz daha uzun sürdü. ben tabi kendimden geçtim amk bildiğin başım dönüyor öyle böyle değil. ellerimi nereye koyduğumu hatırlamıyorum. 20 sn filan sürmüştür en fazla kız çekti kendini. benimde kalp atışı son sürat, baş dönüyor, kızarmışım, tam boğulmak üzereymişim amk bi anda nefes nefese kaldım amk belli etmemeye çalışıyorum. kız gördü halimi kahkaha attı elini ağzına götürdü utanarak. ulan var ya şimdi olacak amk ya ne tatlı kızdı, göçmen güzeli amk
harikulade bir öpüşmenin sonunda (benim açımdan kız tatmin olmamıştır) seni çok seviyorum filan dedi kız. beni bekliyormuş amk söyledi. çok geç kalmışım öpmek için. bu kadar açık sözlü bi kızdı piçler. belki de bana çok güvenmişti zarar gelmez diye amk. biliyordu ben adını '' orospu '' diye çıkarmazdım. hayatımda kızlara da asla böyle şeyler yapmam zaten sizde yapmayın panpalar. iftira kötü bişey amk. neyse aynı ortam ışıklar kısık, müzik var hafiften aşk sarhoşuyuz, bir daha öpücem kafaya koydum amk. sırnaşıyorum hafiften filan. haydaaaaaaaa kapı açıldı amk
795-en son manita yapmış fakat ona yetemediğimi düşünüyordum. sonunda evde tuğbayla hafiften ilk yiyişmemi yapmıştım. sonrasında kapı açılmıştı..
haydaaa amk murat mı geldi sokim dedim içimden. kıza dedim sen kal burda, odanın kapısı kapalıydı böyle durumlar için murat görmemişti kızı. çıktım odadan hemen baktım murat nbr lan göt filan diyor bağırarak amk. lan dedim sus amk kız var içerde. neee diye bağırdı yine. hay sikim kafanı murat. geç dedim odana bi geç. tuğba evde oğlum yiyişiyoduk kızla ilk kez ağzına sıçtın ortamın. yok dedi kardeşim devam et ben çıkar giderim amk sen devam et. lan zaten zar zor başlamıştım devam edesim vardı ama kendime güvenmiyordum yine. ya da dedi murat. ne yada sı amk ne ? olum bak aklıma süper bi fikir geldi lan dedi. ne dedim anlat amk.
esra ve leylayı eve çağıracakmış. tabi kendisi dışarda eve hiç gelmemiş gibi davranacak, dışarıda kızlarla buluşacak. sonra bize geçelim filan yapıcak. amk aklıma yattı o esra denen orospudan intikam için süper olurdu. ama tuğbaya ne diyecektik amk. murat çözümü buldu yine. muratın arkadaşları gelecekmiş seninde tanışmanı istiyorum ben de tanıyorum dersin, çocuk söz vermiş dersin dedi. tamam amk ahahah intikam zamanı nasıl seviniyorum oda da. bi taşla iki kuş resmen çatlasın orospu. ama amacım sadece esrayı kıskandırmaktı, tuğba benim için herşeydi elim kolumdu (ki bu da yanlış amk çok yanlış).
neyse geçtim oda ya, tuğbaya dedim böyle böyle. tamam dedi kız ne desin. şu mumları filan söndürelim dedi. tamam dedim söndürdüm ama ışığı değiştirmedim kırmızı yanıyor hala kalsın dedim. hafiften ayıksınlar ortama. murat alıp gelecek kızları dedim. murat çıktı yarım saat filan geçti ortada yok amk. diyorum herhalde kızlar hayır dedi yarra yedik filan. kızında yurda giriş saati gelecek korkuyorum amk fırsat kaçacak diye. tam o sırada kapı açıldı içeri gülüşmeler sesler geldi. ahah geldiler.
odanın kapısını açtılar. murat tabi yine piçlik içinde hemen iki tarafa birden yalan atıyor. '' ortamınızı bölücez ama biz geldiiik '' dedi. tam ortada bir cümle. ne tuğçe '' niye bilmiyormuş gibi yapıyor '' diyemez. ne de esra '' biliyormuş zaten '' diyemez.
kapıdan girer girmez esra şok oldu amk. leyla da şok oldu. bizi gördüler yanyana. yavaş yavaş adım atıyor bana doğru orospu esra. selamlaştık tuğbayla tanıştırdım. bana hiç söylememiştin filan dedi. yaaa amk kızı noldu. neyse ego tatminimi yapmıştım. çünkü haketmişti esra. o gün çok takılamadık zaten. tuğbanın saati gelmişti, çıktım yurda bıraktım. eve geldim direk bi baktım kimse yok amk sadece murat oturmuş. lan nerdeler dedim gittilermi. oğlum çok bozuldu lan esra direk sizden sonra gittiler amk ahahah dedi.
hayatımda ender günlerimden biri olmuştu o zaman dek. sonsuz bir mutluluk ve huzur içinde uyudum.
Ama sabah uyandığımda tele bi msj gelmişti ki…
848-tele bu mesajı atan tuğbaydı. elim kolum olan, onun için ölebileceğim, bana yaşama sevinci veren ve o olmadan bir hiç olduğum tuğba. "konuşmamız lazım'' yazmış yarım saat önce filan. msjı görür görmez bi bokluk olduğunu anladım. kalktım baktım murat uyuyor, neyse dedim bi duş alayım. yıkandım çıktım murat uyanmış. oğlum dedim bi bokluk var böyle msj atmış, dün olanlardan rahatsız olmuş olmasın kız ? yok lan dedi. ne amk o kadar da değil erkek adamsın sen baskı kurmasın üstünde. lan tamam da bu kız herşeyim benim, ya olur da ayrılalım derse ne bok yiyecem amk. eski halimden bile kötü olurum. tuğba olmazsa okula gidemem, tuğba olmazsa biyerlerde takılamam, tuğba olmazsa gülemem amk eğlenemem. aslında msja cevap atasım yoktu. kaçmak kayıplara karışmak istiyordum ama mecburen tamam konuşalım yazdım yolladım. ben 1 saate çıkıyorum şurda görüşelim filan yazmış. tamam tuğba yazdım yine. (bu msjlarda veya konuşmalarda muratın hala yardımı dokunuyordu, nasıl msj atmam gerektiğini anlatıp detayına kadar bilgilendiriyordu)
işte çıktım kızla buluşmaya ama tedirginim. bu diğer heycanlanmalara benzemiyor. bakın beyler sosyal fobikler açısından yine çok önemli bir nokta var. bu noktayı çok iyi anlarsanız kızların yanında sakin olursunuz. sırası gelmişken anlatayım.
dikkat! kızlarla konuşurken veya ortamdayken kasılmanızı veya aşırı heycanlanmanızı engelleyecek formülü söylüyorum.
şimdi önce şunu muhakkak bilin. her erkek (ne kadar piç olursa olsun) bir kızla ilk buluşmalarında heyecanlanır. kim olursa olsun. çünkü karşısında bilinmeyen vardır ve merak uyandırır. her neyse bunu kafanıza iyice yerleştirip ortam piçi olanlarında aslında heyecanlandıklarını idrak ettikten sonra. şunu da bilmeniz gerekiyor ki; siz onlardan fazla heyecanlanmıyorsunuz ! biçoğunuz diyecek ki - siktir lan altıma sıçıyorum ellerim titriyor yüzüm kızarıyor - hayır beyler bu sizin heyecanınızın fazla olmasından kaynaklanmıyor. sadece heyecanınızı kötü birşeymiş gibi düşündüğünüzden yani kendi negatiflemelerinizden böyle oluyor. siz buna tedirginlik diyorsunuz. bir insanın tedirgin olmasıyla heyecanlanması arasında bir fark yoktur. sadece insan buna farklı isimler verir. kısacası piç adam heyecanlanınca diyor ki '' yeni bir heyecan yeni bir kişiyi tanıyacağım, bakalım kız benim heyecanımı devam ettirebilecek mi '' veya bir kızı ilk gördüğünde heyecanlanıyorsa diyor ki '' bu kız beni heyecanlandırdığına göre onu mutlaka tanımalıyım ''. bakın bunları piç çocuğun bilinçaltı söylüyor. çünkü bu heyecan duygusu onun beyninde olumlamalarla güzel bişey olarak addedilmiş.
fakat bir sosyal fobik sürekli heyecanın kötü birşey olduğunu düşünür ve kendi bilinçaltını buna inandırır. bir kızı görüp heyecanlanınca aslında heyecanlanmaması gerektiğini düşünür. kızla ilk kez konuşurken hiç heyecan duymaması gerektiğini düşünür. zaten heyecanlandığında da bunun adına heyecan demez, içten içe tedirginim der. buraya dikkat yarak kafalılar, bak iyi okuyun amın inkarları çok önemli bunlar. siz heyecanlanınca bilinçaltınızı siktiğinizden bunu tedirginlik olarak görüyorsunuz. ve bu halinizi gördükçe özgüven kaybedip bok çukurunun en dibindeki bokların arasında doğru daha çok saplanıyorsunuz. unutmayın kurtulmak için çaba sarfetmediğiniz gün daha çok saplanırsınız.
peki bu heyecanlanma olayından nasıl kurtulurum ? bakın öncelikle heyecanlanmanın kötü bişey olmadığını tam aksine çok güzel birşey olduğunu biliçaltınıza sürekli kabul ettirmek zorundasınız. lan aşk heyecanla başlıyor amın inkarları nasıl kötü bişey olsun. iyi birşey olduğunu kabul etmeniz için kendinizi sürekli olumlamanız lazım. işte bir kız görüp heyecanlanınca, beni bu kadar heyecanlandırıyor mutlaka tanışmam lazım, acaba içi de dışı gibi beni heyecanlandıracak güzellikte mi diye düşünün. kızla konuşmaya başlarken heyecanınız aslında sizin daha çok çaba sarfetmenize yarar, tabi sürekli kafanıza olumlamanız lazım. lan elleriniz bile titrerse '' şu halime bak beni ne hale getirdi bu kızla mutlaka konuşmalıyım deyin '' amın inkarları bilinçaltı çocuk gibidir. her dediğiniz boka inanır. arkadaş arasında bizden bi bok olmaz deseniz biliçaltınız bunu gerçek gibi algılar. sizde inanmak istediğiniz herşeyi kendinize söyleyin. kısacası heyecan hayatın zevklerinden biridir, hiç heyecanlanmıyor olsaydınız inanın hayatınız bok gibi olurdu. doğanın kendisinde bulunan şeyler asla zararlı olamaz. insanın doğasında heyecan varsa bu insana zararlı olamaz nokta
işte kızla buluşmaya gittim. tedirginim. yani aslında heyecanlıyım ama sfli olduğumdan heyecanı, tedirginlik-kaygı kelimeleriyle eş anlamlı kullanıyorum. götüm üç buçuk. ya kız bırakırsa ne bok yerim lan. baktım kız benden önce gelmiş oturuyor. dedim yarra yedik ne bu acele panik amk. bende kızardım yine tabi kalbim küt küt. sflilerin en ağırlarındanım götverenler hepinizin çektiklerini biliyorum. neyse oturdum masaya nbr dedim soğuk bi şekilde. muratın verdiği taktiğe göre, saf rolüne yatıcam, söylediği ne olursa olsun inkar edicem, hafif umursamaz cevaplar vericem ve o ne kadar soğuk davranırsa bende öyle olucam. aynı şekilde ii sen dedi. dedim harbi yarra yedik. neyse hayırır noldu apar topar bu yağmurda çıkardın dedim (bakın normalde bu cümleleri kuracak adam değilim tamamen muratın gazı ve öğretileri). kasım ayındaydık piçler ikinci sınıf başlamış daha bi ay filan geçmiş işte. önemli bişey olmasa çıkarmazdım dedi. ee dedim anlat bekliyorum. bu böyle olmayacak dikeyzeka dedi. ne olmayacak açık konuş bakalım dedim. ama beyler kafamdan aşağı kaynar sular döküldü böyle. daha önce derlerdi de abartı derdim harbiden bi su dökülüyor gibi sanki. içimden ölüyorum, beni öldüren biri var içimde ama dışımda duygusuz biri. belli etmemeye çalışıyorum. çünkü murat ve okuduklarım sayesinde biliyorum ki ihtiyacım olduğunu hissettirirsem değersiz olurdum. açık konuş deyince. kız başladı konuşma. '' kısa kesicem, genelde de sıkıntılarımız vardı ama ben bunları sen kırılma diye pek dillendirmedim. dün gece ki olayda tuzu biberi oldu bi süre ayrı kalalım şuan da devam edemem, kendimi toplamam lazım ''. bende almış olduğum gazlar ve okuduklarımdan ezberlediklerim sonucu. çok ama çok rahat bi ifadeyle '' tamam ayrılalım '' dedim. kız şok oldu amk. dondu bana bakıyor. sana hayatında başarılar dedim hafif tebessüm ederek aldım adisyonu ödedim direk çıktım mekandan. arkama bakmadım hiç, eve geldim. içeri girdim inş murat yoktur diye dua ediyorum. evet yok. işte o an bir ohhhh çektim ama öyle böyle değil. gözlerimden bi yaş aktı. hiç sıkmadan hiç kasmadan kendi kendime iç çekerek ağlıyorum. ölüyorum sanki. açtım bilgisayarı. ağlıyorum hala. işte şu şarkıyı açtım
http://fizy.com/#s/1ainud
cuk oturdu amk şarkısı. dedim buraya kadar hayatım sikildi. tele msj geldi tuğbadan. haydaaa. sen beni yanlış anladın ayrılalım demedim sadece ara verelim dedim ama senin için bu kadar kolaydı demek ki, kendine iyi bak buraya kadarmış. taktik işe yaramış gibi görünüyordu. terk edilen değil terk eden olmuştum. ama sonu ne fark eder ki sonucunda ayrılık vardı ve tek başımaydım. indim tekele. aldım nevaleleri oturduk başladım içmeye. saat öğle 2-3 filan. hava kapalı iyice bozmuş durumda. gök gürlüyor, çakan her şimşek içime düşüyor sanki. şimşeğin ışığıyla sesi arasındaki süre gibiydi tuğba hayatımda. kısa ama beklemeye değer. yaşamaya değer. derler ya yarımı sende bıraktım diye. ben de yarımı bırakmıştım evet ama diğer yarım yoktu ki hiç. beni ben yapan oydu. ondan önce ben yoktum. şimdi ondan sonrası diye bir andaydım. ve ben yoktum. yine yok olan bana dönmüş eksi beni arıyordum boş şişelerde. ilk sevgilim şimdi ilk ayrılığım. yine kendimleyim. ama kendimde değilim...
849-hava hep karanlıktı. öğle dediğime bakmayın akşam gibiydi. hava daha çok kararmaya başlayınca kapının sesini duydum. olmayan kendimden geçmişim iyice. karşımda muratı gördüm. napıyorsun lan dedi. dur dedim dokunma dur sonra konuşalım. otur şuraya. bekle dedi. çıktı dışarı sonra geri geldi. o da kendine bişeyler almış. yok dedi hepsini sana aldım istediğin kadar iç durumu anladım dedi. içe bildiğim kadar içiyorum muratta hafiften eşlik ediyor bi bira içiyor arada. sürekli kafamı hoş tutuyorum. tam ayılacakken yine yükleniyorum nevalelere. midem artık kötü durumda içemeyeceğimi anladım. bu kadar dedim murat ben ölüyorum herhalde. lan dedi siktir git yat uyu. kaçta yattım hatırlamıyorum ama sabah erkenden kalktım hava daha yeni aydınlanıyormuş gibi tam aydınlanmamış. murat uyuyor. kalktım kustum mal gibi. aldım sigaramı açtım müzikleri dibe vurmuşum. yükleniyorum sigaraya. şimdi tuğba olsa kahvaltı yapmaya çıkardık. evde bişeyler vardı atıştırdım duşa girdim. fiziki olarak bişeyim yok gibiydi sanki. ama içimde ölen biri var ahmet kaya.
saatler geçti murat uyandı. gel dedi çıkalım. ruh gibiyim her boka he tamam diyorum. çıktık bu kahvaltı yapıyor ben onu izliyorum. oğlum sen niye yemiyorsun diyor yok diyorum amk yok. yedim ben. yediğimde çeyrek ekmek vardı evde onun arasına iki dilim peynir filan koyup yemiştim. o akşama kadarda bişey yemedim zaten. sonra bayılcak gibi olunca bi çorba içip makarna yemiştim. böyle dolaşıyoruz işte murat beynimi sikiyor ' yok burası ufak yer, kızı sürekli görüceksin kötü görünme aksine iyi görün vs. ' lan bi git diyorum amk. o zamanlar anlayamamıştım ama sonradan öğrendiğim bi sırrı sizinle paylaşıcam şimdi hazırmısınız piç adayı kardeşlerim.
bir kızdan ayrılınca bi kere siz terkederseniz zaten 1-0 galip başlıyorsunuz. tam tersi durumda da tam tersi skor geçerli. fakat mağlupsanızda bunu galibiyete döndürebilirsiniz. mesela kız ayrılalım derse veya ima ederse, hemen siz siklemiyor gibi yapıp, ayrılmaya dünden razıymış gibi yapıp kabullenin ve tamam ayrılalım filan deyin. ben böyle yaptığımdan avantajlıydım. fakat devamı daha önemli. bir kızdan ayrılınca, onu nasıl çıldırtabilirsiniz?
akla gelen bazı yöntemler var. başka kızlarla görmesini sağlamak, karşılaştığınızda suratına bakmama hiç yokmuş gibi davanmak vs. filan amk.
bakın bi söz vardı söyleyeni hatırlamıyorum '' bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği birşey vardır, bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği birşey mutlaka vardır. '' diye. eğer siz ayrıldığınız kız hiç yokmuş gibi davranırsanız, kızın bilinçaltına '' biz seninle ayrıldık ama ilgim hala sende, seninle hiç ilgilenmiyor gibi yapmam seni kıskandırmak istememden '' mesajına benzer mesajlar yolluyorsunuz. kız bunu biliç düzeyinde bilmese de bilinçaltında çok iyi biliyor ve o da ona göre davranıyor. peki yapılması gereken ne ?
çok basit, hayatınızı daha güzelleştireceksiniz! o gittikten sonra hayatınızın daha güzel olduğunu ona göstereceksiniz. bunu yapmanız için hayatınızın güzelleşmiş olması lazım. işte ayrılıktan sonra o acı çekme süreci geçince. spor yapmıyorsanız spora başlayın, sürekli aktif olun, sosyal olun ortamlara girin, meşgul olun, bazı amlılarla sohbetlerde yakınlaşın, gülücekler saçın artık özgürsünüz ayrıldınız amk =) bu açıdan düşünüp hayatınızı güzelleştireceksiniz. kız size bakacam ve ben değersizmişim bana ihtiyacı yokmuş benden sonra daha güzel yaşıyor gibi düşünecek ve acıdan kendini kahredecek. bu en etkili yöntemdir. ayrıldığınız kişiyi mahvetmenin en etkili yolu budur. hee bide dediğim gibi o hiç yokmuş gibi davranmayın, konuşmanız gereken yollarda diğer amlı arkadaşlarınızla nasıl konuşuyorsanız öyle konuşun yani. sanki önceden hiçbirşey yaşamamış gibi. sanki ayrılınca hiçbirşey kaybetmemiş gibi.. neyse nerde kaldık amk
850-heh işte ben bunlardan habersizim tabi o zamanlar. ben terkettiğimden kızda belki aynı acıları çekiyor. o kadar bişeyler okumuştum ama insan bağlanınca bağlanıyor işte. bu bağ ne kadar sıkı olursa koparmak o kadar zor oluyor. öyle değil mi? demirken bir halatla ipten olanı koparmak çok farklıdır. şimdi bu kadar acı çekiyorsan git kızla konuş aslında ayrılmak istemiyormuş diyenler olabilir ama bunlar hep taktikti piçler yapılması gerekiyordu. ben burda bişeyler anlatıyorum şunu yapın veya yapmayın diyorum fakat siz bunları uygulamazsanız bi bok olmaz. doğru olanı öğrenebilirsiniz ama uygulamazsanız yanlış olanı uyguluyorsunuz demektir ! ve kaybetmeye mahkum olursunuz. ben bunlardan habersizdim ama aramamam gerektiğinin farkındaydım. içerken msj geldikten sonra teli kapatmış pilini filan çıkarmıştım. ararsam en adiii orospu çocuğuyum demiştim kendi kendime. murat gelince pilini ona vermiştim, verme bana demiştim. böyle durumlarda ilk tecrübelerse insan doğru olanı bilsede uygulayamayabiliyor. fakat yapmak zorundasınız. emin olun yanlışları yaparsanız durum daha kötü olur. her acı insan için yeter ki doğruları bilin ve zamanınız olsun.
neyse çok kaptırıyorum amk lan. işte takılıyoruz muratla daha ayrılmamızdan 24 saat filan geçmiş anca. öğlen yine yağmur filan yok ama hava kapalı. tam melankolik bunalım havası amk. bende yarak gibiyim zaten. tele filan hiç bakmadım o gün. kapalı evde duruyordu. dedim murat yeter amk eve gidelim kızı filan görürüm şimdi olmaz. eve geldim dedim lan teli açayım mı. kendin bilirsin dedi. açtım teli baktım 1 msj gelmiş. tuğbadan. ben teli kapattıktan sonra gelmiş. cevap atmayınca içerlemiş nefret ediyorum senden yazmış. murat boşver dedi. siniri geçsin sana geri dönecek sen merak etme. ayrılmış imajı verme, derslere git okulda görün. sanki hayatın hiç değişmemiş gibi davran, ortamlarda da takılırız seninle. lan oğlum esra da manitayla gördü seni kıskandı çocuk, arada soruyordu seni bana. onlarla takılırız amk siktir et esra kucakta artık. harbiden lan dedim içimden. lan aşk acısı çekiyorum da yapmam gerekenler belli, yanımda murat gibi bi adam da var, esrada kahrolmuş durumda beni bekliyor gibi, daha ne amk daha ne istiyorum. yok beyler yok tuğba farklıydı, dışımdan böyle derken içim kan ağlıyordu. böyle sempatik göçmen, konuşkan, iyi niyetli, sürekli yanımda olan bana yatırım yapan bir kızdı.
yatırım demişken dikkat ! her entryde sırları ifşa ettiğim gibi bu entryde boş geçmiyorum. çıktığınız kızın size bağlanmasının yollarından birini söylüyorum hazır olun. yatırım. kızın size yatırım yapması lazım. yani her şekilde olabilir. kızın size fedakarlık yapması lazım. ondan bişeyler isteyin ve yaptırın. bu konuyu detaylıca anlatmak istiyorum. hikaye yine bölünecek ama önemli olan hikaye değil zaten. bunlar hep bilimsel şeyler götümden uydurmuyorum
yatırımı 3'e ayırıyorlar 3 şekilde olur. 1- para 2- çaba 2- zaman
önce 1 parasal yatırım
önsözümüz: kız senin için para harcamalı. ilk buluşmada hesabı kesinlikle siz ödeyin ama bakın kız elini çantasına filan yalandan da olsa götürüyormu. götürmüyorsa direk siktir edin. yok değilse ilerleyen zamanlarda hesabımızı amlımıza ödeticez. amk o parayı sizinle harcamayacaksa ne bok yiyecek bu kız. biletleri o alsın, bi kahve ısmarlasın filan beyler teklif ederse yok ben öderim demeyin mal gibi. kız size parasal yatırım yapınca sizin üzerinizde emek sarfetmiş olacak ve ayrılınca bu harcadığı paraların boşa gitmesini düşünecek ayrılması güçleşecek. bunlar hep bilinçaltı düşünceleri amın inkarları.
2 çaba yatırımı
en önemlisi bu piçler mal gibi okumayın dikkatli okuyun. bakın türk erkeğinin en büyük sıkıntılarından biri burada. kızın zor zamanlarında hep yanında oluyorlar, işini yapıyorlar, faturasını filan yatırıyorlar mesela. sıraya onun için giriyorlar. ama kıza pek bişey yaptırmıyorlar. prenses gibi davranıyorlar. dur sen kaldıramazsın senin yerine ben kaldırırım da seninde benim yerime bişey yapman lazım prensesim benim. siz bişeyler yapıyorsanız onunda sizin için bişeyler yapması lazım. mesela evinizi temizlemeli veya yemek yapmalı veya masaj yapmalı veya veya veya... bunları çok açık etmeden söyleyebilirsiniz. fakat asla zorlama şeklinde olmamalı. zaten bunları zorla yaptıramazsınız da. kız sizi seviyorsa bunları kendisi yapar zaten. yok kız sizin için hiçbir çaba sarfetmiyor bi bok yapmıyorsa şutlayın. çünkü sizinle zaman geçiriyordur. daha iyisini bulunca zaten o sizi terkedecektir haberiniz olsun piçozlar. azcık akıllı olun lan manita benim hayatımı kolaylaştırmıyorsa, halimden anlamıyorsa ona ne ihtiyacım var amk. sikimizin kölesi olmayalım yeter. (vay amk incide kurduğum cümleye bak)
3 zaman yatırımı
burda bazılarının hataları oluyor. mesela sürekli kızın istediği yerlere gidiyorlar. nereye gitmek istersin diyolar mal gibi. tamam kızın istediklerinide yapın ama yarı yarıya olsun mesela. kız sırf siz istediniz diye istemediği yerlerde sizin için vakit geçirmeli. mesela çiğ köfteciye gidip sizinle oturmalı veya maç izlemeli sizinle veya veya veya...
gelelim sonuca. kitaplarda önsözler ilk sayfada yazar ama aslında en son yazılan önsözdür. bizde önsözü en son yazıyoruz siz başta düşünün. bunları siz yaptığınız ölçüde yani hesabı hep siz öderseniz, her zor durumdan yanında olursanız, onun için istemediğiniz yerler giderseniz kıza bağlanırsınız ve onun köpeği olursunuz. eğer kıza yaptırısanız kız size bağlanır.
işte kızları köpek etmek budur. sizin için sırları ifşa ediyoruz beyler dikkate değer bunlar.
önemli not: ilk tanıştığınızda bunları yaparsanız kız sizi terkeder. kızdan fedakarlık beklemek için 4-5 buluşma sonra bunları yapmaya başlayın..
bizi takip etmeye devam edin =)
851-nerde kaldık hikayede eheheh hikaye kimin sikinde amk eheh neyse hikayeyle gidince konular açılıyor iyi oluyor
en son dışımdan mutlu görünsem de içimden özlüyordum tuğbayı. ama beyler dikkatle takip edenler hatırlarlar dini bir örnek vermiştim. hadiste kuran okunurken ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapın diyordu. mutlu olmasanız bile mutluymuş gibi yapacaksınız. yarak yarak depresyon şarkıları dinlerseniz depresyona girersiniz. nasıl davranırsanız öyle olursunuz. neye meylederseniz ona yönelirsiniz bu iş bu kadar basit !
bende rol yaparak içimdeki sıkıntıyı geçirmeye çalışıyordum. okula zorda olsa gidiyor hiçbişey yokmuş gibi gülümsüyordum. tuğbayla sınıfta karşılaşıyorduk tabi. ayrıldığımız belliydi. biz ayrılınca tuğbanın etrafında apaçiler türemişti. ben tek başıma oturuyordum derslerde çok zor oluyordu ama mesela derste söz hakkı alıyordum, hocaya yakın oturuyordum. aklıma espiri yapınca söylüyor gülüyor eğleniyordum. başka kızlarla tanışmaya başladım. daha önce sınıftam manitam olduğundan, kızların benim hakkımdaki sfli damgası ortadan kalkmıştı. bu çocukta ne var da tuğba bunla çıkıyor diye düşünen kızlar, biz ayrılınca benimle irtibata geçmeye başlamışlardı. bende intikam duygusuyla sfyi bir yana atmış kafama göre takılıyordum. tuğbanın acısı sfmi bastırıyordu. murat kızlarla buluşma ayarlıyor esra ve tayfasıyla buluşuyorduk. esra da bana yavşıyordu. esra benim dersime de gelmişti. (tuğbayı kıskandırmak için yapmıştım ama yanlış bir harekettir.) ben böyle yaptıkça tuğba apaçilerle daha çok yakınlaşıyordu. bakın eğer bir kızı bir kızla kıskandırıyorsanız bu demektir ki o kız da sizi başka bir erkekle kıskandırabilir. kızların bilinçaltı bunu anlar ve onlarda sizi kıskandırırlar. bunu yapmayın sadece mutlu eğlenceli umursamaz ve biraz ukala olun. yaşam standartlarınız bir anda yükselmiş gibi davranın. herneyse bu kıskandırmalar biraz daha devam etti ben başka bir kızla yakınlaşmaya başladım. bu yakınlaşmalar şubatın sonuna kadar bitti. tuğbayla daha hiç konuşmamıştık. fakat mesela tuğba yanımdan geçerken günaydın filan diyordum gülerek. o da cevap veriyordu yıkılmış bir halde. '' onu yok saymıyordum fakat onunla yaşadıklarımı yok sayıyordum '' bu işin formülü budur. alın size bir sır ifşası daha. dediğim diğer kızla yakınlaşmalarım iyice arttı artık sevgili olmak üzereydik diyebilirdim. fakat hoşlanmıyordum kızdan çok fazla. mart ayıydı artık. bir gün evde tuncayla takılıyorduk. bu arada tuncayı anlatmadım uzun zamandır. tuncayla sürekli takılmaya devam ettik ve herşeyden haberi vardı. arasıra sınıfta kızlarla yaptığım ortama tuncayı çağırıyordum. çocuk hala ağır sfliydi bi bok konuşamıyordu. bakın bende sfliydim hala ama aşk acısı bastırmıştı bunu. fakat sf yine ortaya çıkacak merak etmeyin daha atlatmadım amk.
evde tuncayla otururken msj geldi. konuşmamızın bir mahsuru varmı ? yazmış tuğba. mı ayrı değil birleşik yazmış eehehehhe.. konuşalım tuğba da ne konuşucaz ? yazdım.
bu arada kızlara hitap meselesi geldi aklıma. hikayeyi siktir edin bir sır daha söyleyelim. götüm tavan ejeheh.. kızlara hitapta en vurucu kelime kızın ismidir. bu sadece kızlarda değil tüm insalarda böyledir. birine senin amk demenizle ahmet senin amk demeniz arasında çok fark vardır. sevgiliye hitap konusunda da, öyle arım balım peteğim şeklinde şeylere girmeyin. bebeğim tatlım ne lan. denyoluk yapmayın. ilerleyen zamanlarda hatun, kadınım vb. hitaplar makbul olanlardır
neyse ne konuşucaz tuğba! dedikten sonra. telden olmaz yüzyüze olmamız lazım filan yazmış. mesela önceden olsa ne zaman buluşalım nerde filan derdim. ama öyle demedim az bişeyler öğrenmiştim. şimdi müsait değilim ufak bi işim var saat 8 de şurada görüşelim yazdım. tamam dedi. bu konuyu detaylı açıklamamıza gerek yok herhalde biliyor olduğunuzu umuyorum. yani randevulaşırken yeri ve saati siz belirleyin. bide konuşmalarda bazen yok o zaman müsait değilim filan yalanlar atın. meşgul adam imajı verin kendinize neyse uzatmayalım amk.
tuncaya dedim bu kız yine beni çağırıyor. tuncay mal gibi tavsiyeler veriyor işte kız seviyor, sende seviyorsun barışın filan. lan dedim tuncay oğlum gel kucağıma otur ayy seveyim seni ehehheeh yok dedim tuncay öyle olmaz hemen. taktikleri filanda tuncaya anlatıyorum sürekli. oğlum dedim taktik işte hemen olur mu. ama benim de kafam karışık ne olacak bilmiyorum. muratı aradım dışardaymış gelin lan dedi. tuncayla gittik yanına. tuncay tabi hala yine boşver gitmeyelim murat eve gelsin filan diyor ağır sfli adam. lan dedim kalk. gittik murattinin yanına dedim murat böyle böyle yine msj attı. oğlum ben sana demedim mi dedi. sabredersen geri döner işte amk. tamam da şimdi nolcak dedim. çok basit dedi. eeee anlat amcık
878-beyler bu arada detaylı olarak saat vermem veya sözleri tam olarak aktarmam sizi şaşırtmasın. hafızam kuvvetlidir ehehhehe. yok lan hatırladığım kadarıyla cümleleri yazıyorum yani her seferinde şu manaya gelecek şeyler söyledi filan dersem olmaz. ben tam o manaya gelecek cümleleri size sanki direk cümlenin kendisiymiş gibi aktarıyorum. veya saatleri veya günleri. bide çok fazla küfür yiyorum lan amk sflilerinden ehehehhe lan amına koduklarım ben size 10 günde hikayemi anlatıp giderim diye bişey vaadetmedim. lakin benim hikayemin hiçbir önemi yok. ben mümkün olduğunca, tecrübe edindiğim sf bilgilerini kendi hayatıma ilintilendirerek size en açıklayıcı şekilde aktarma amacı güdüyorum. cümleye bak amk. tabi bu da biraz zaman alıyor. neyse devam
çok basit oğlum dedi muratti. kız artık tamamen taktiklere yenildi, ilişkide senin üstünlüğün olacak, istediğin herşeyi yaptırabileceksin. barışma teklif edecek muhtemelen. sende devam etmemiz için bazı şartların olduğunu söyleyeceksin dedi. bu şartlarda işte kızın yatırım yapması amaçlı şartlar. yani işte ilişkimiz için çaba sarfetmen lazım kendinden hiçbişey katmıyorsun filan diycem. lan aslında tam tersi ben bi bok yapmıyorum sfli malın tekiyken kız beni düzeltti bisürü yatırım yaptım bana bu yüzden de bağlandı. şimdi de kabul ettirip köpeğim kölem edecektim. bunları düşündükçe kız aklıma geliyordu. suistimal ediyordum sevgisini. ama o benden ayrılmak istemişti, ben sıçmasam o benim ağzıma sıçacaktı. bir kez daha 4s kuralı kendini kanıtlamıştı. siz ağzına sıçmazsanız sizin ağzınıza sıçarlar beyler. en hafif ifadesi bu. aşk acısı çekmeyen anlamaz eheheh. lisheli aşıq =)
buluşma zamanımız yaklaşınca kalktık mekandan zaten göt kadar yer orası. ben başka mekana geçicem murat sınıftan arkadaşlarıyla takılacakmış tuncay da tahmin ettiğiniz üzre evine gidecek. ben tuğba'nın elimde olmasından dolayı götüm tavan koşaradım gidiyorum. ne dersem yapacak neredeyse. çok zorlamam zaten. barışalım bi daha da ayrılmaya cesaret etmesin yeterdi bana. cafeden giriyorum orada bekliyor beni. bitik bir halde. tokalaşıyoruz, işteş çatıya inat. donuk soğuk bakıyor bana. ölüyorum bitiyorum bakışı bu diyorum kendi kendime. bende halim vaktim yerinde ama meraklıyım acaba neden görüşmek istedin imajı vermeye çalışıyorum ve ilk sözü ondan bekliyorum. bakın bu bekleme kısımı çok ilginç. hemen başka bir konuya daha geçelim ama olay kız-erkek mevzuna dönüşmeye başladı biraz sıkılıyorum bu durumdan o yüzden ayrıntıya girmeyeceğim.
eğer bir kız karşısında muhabbetini kesilip buz gibi sessizlik olursa. konuşmak için kendinizi kasmayın. ya aklınıza bişey gelmesini bekleyin yada kızın gitmesini eheheheh. olum ama bunun başka yolu yok. çünkü o sessizlik bozulsun diye saçmalıyorsunuz. kız bu durumu görünce size özgüvensiz damgasını yapıştırıyor. neden mi ? hayır saçmaladınız filan diye değil tabi ki. kızı kaçırmamak istediğinizi anlıyor çünkü. muhabbet kesilirse sizde susun amk. aklınıza konuşacak bişey gelmediyse susun isterse kız siktirsin gitsin. konuşup kızın kucağına düşmekten iyidir. yani kucağında yarrak olduğunu düşünün tabi am değil. bu pratikte çoğaldıkça zaten muhabbet kesilmeyecek, bide kitap okuyun am bitleri. bak okuyun ama. hergün 50 syf okumazsam oçyim deyin kendinize
neyse tabi ilk söz ondan geldi. kız gururunu bıraktı ve konuşmaya başladı, o gün sen beni yanlış anladın ben böyle olsun istemiyordum fakat sende çok istekliymişsin filan diyor. yani topu benim üstüme atmaya çalışıyor. yok dedim tuğba ben artık dayanamadım çok daraldım o yüzden böyle oldu, sen beni çok daralttın sen beni tetikledin. ilişkimizi yürütmek için değil ilişkimizi bitirmek için adımlar gördüm sende. bende böyle olacağına ayrılalım dedim. pek de mutsuz değilim dedim. biraz sinirlendi nasıl yani ben tetikledim seni, daha sen beni dinlemeden çıktın gittin filan. hayır sadece ondan bahsetmiyorum dedim. beni çok sıktın ve ilişkimiz içinde somut bir çabanı görmedim, hiçbir fedakarlık yapmadın. tuğba dondu kaldı amk. baktı baktı suratıma. böyle mi düşünüyorsun dedi. evet dedim. sana söyleyecek hiçbir sözüm yok dedi. masadan kalktı amk. çıktı gitti kız. mal gibi kaldım orda amk. umduğum gibi gitmemişti lan. kızı üzgün görüp çok yüklenmiştim. çok ağır konuşmuştum galiba. lan ne bok yedim amk. şimdi de terkedilen oldum nerdeyse. ulan böyle olmayacaktı ya. o taktikler hep geri dönsün diyeydi. geri döndü kız ben ne bok yedim amk. ulan kız benim için neler yaptı, ben çaba sarfetmiyorsun dedim amıma koyim amıma..
sfye geri dönüş burada başlıyor piçler.. insanın başına bir felaket gelince diğer felaketleri de çekiyor kendine
879-hay amına dedim ya, muratı aradım açmadı. msj attım. iş üstündeyim kızlayım hayrdır yazmış. lan dedim seninde amk siktir git. tuncayı aradım napıyosun oooo barıştınız mı lan diyor. lan dedim tuncay lan tuncay çok kötüyüm. tamamen bitti geliyorum size. gittim param da vardı tekila aldım amk omega mı olmeca mı ondan işte. hayatımda ilk ve son kez o gün içtim zaten tekilayı. büyüklerinden aldım tuncayla birlikte kafa olalım diye.
benim sadık dostumdu amk. benden başka dostu yoktu zaten garibin. küçük hayatında küçük bir insandı. sokağa çıkamaz, eğlenemez hayatı yaşayamazdı tuncayım. biliyorum yırtık bir insan olsa yine karakterini bozmazdı. teselliler verirdi her zaman, paylaşımcıydı pinti değil, saftı salak değil. bi kendine yararı yoktu güzel kardeşimin. çektiği acıları bir ben bilirdim. bir tek bana açıklardı sırlarını. çocukluğunda yaşadıklarından başlardı anlatmaya her zaman. o kadar masun ve güçsüzdü ki yaşadıkları hatırladıkça içki masalarında boğazı düğümlenirdi. isyan bile edemezdi kardeşim ama ben duyardım içindeki çığlıklar. neden ben böyleyim diyordu o yükselen çığlıklar. ama bir türlü dışından söyleyemiyordu amk. çocukluk hikayeleri saatler sonra dakikalarla kucaklaşıp, yetişkinlik acılarına dönüşüverirdi. ya dilinden dökülürdü yaşadıkları yada gözlerinden akardı hayatı, saniyelerle kucaklaşıp bitiverirdi tuncayın hikayesi. bitiverdi hikayesi. duygulandım amk bi sigara içicem ufak bi işim daha var halledip gelicem..
880-neyse geldim tuncaylara, o ne lan diyor. geç dedim içeri tuncay kafa olalım. açtık tekilayı hay amına limon mimon unutmuşum. tuz var evde amk limon yok. tuncay alırım dedi. lan şaşırdım amk. beyler öyle böyle değil tuncay bakkala bile tek gitmek istemez normalde. dedim bu işte bi bokluk var. gitti almış bi kilo limon amk. shot shot shot attık 3-4 tane. bi bok olmadı amk tuncayda ilk kez içiyormuş. lan dedim niye olmadı devam. ama iğrenç tadı amk kusucam. ağızda tutmaya gelmiyor hemen yutmak lazım. limonların anasını sikiyoz. tuz bi boka yaramıyomuş. 6-7 oldu beyler yine bi bok yok. hızlı içtik acaba etkisi daha göstermedi mi diye ara verelim dedik. zaten hemen devam edemezdik. sigara filan içiyoruz. tuncay dolaptan bira çıkardı amk. lan dedim oha noluyor. tuncay dedi sen gelmeseydim bira içcektim ben iyi oldu geldiğin. tekilayı görünce söylemedim hemen tam sırası şimdi. lan dedim dur amk sikicen mi bizi dur koy yerine onları. bira-tekila ne lan ne bok olacağı belli değil ölürüz kusmaktan. koydu dolaba yerine. gel dedim amk gel senin ne derdin var anlat, bira almışın limonları kaptın geldin hemen anlat.
dedi ki limonları gidip almam sana garip geldi dimi. normalde dışarı bile çıkmak istemem dimi. lan tuncay seninle konuşuyoruz zaten bu mevzuları sen içine kapanık birisin bende öyleydim biraz açıldım durumunu biliyorum filan dedim. yok amk çocuk bu sefer farklıydı. cidden kafaya takmış artık değişicem diye. tamam dedim değiş amk napıcaksın. bundan böyle okula sürekli gidicem derslere giricem. aha dedim tekila etkisini gösterdi. yok dedi biraz daha içelim açılayım. beyler içmeyip atıp tutanlara inanmayın 3-4 shotla mahvolurusunuz derler ama biz 11-12 shot attık. olmecanın kendi shot bardaklarıyla. alırken vermişlerdi yanında hediye. shotlar bitti ebemiz sikilmiş bi haldeyizi artık iyice etkisi belli oluyor ve kafa gittikçe uçuyor. ama oturup dertleşme kafası değil amk tuncayın depresyonu açıldı. adam atıp tutmaya başladı. yok şöyle yapıcam böyle olucam. ii diyorum tuncay ol amk ol olmadığın suç. gitcem diyor şu kızla konuşucam. tamam diyorum mani ne amk konuş adamsın yaparsın lan filan bende bağırıyorum bazen. engel sensin dedi. haydaaaa kafa güzel zaten heeee dedim. konuşmamız lazım ama bu kafayla olmaz yarın konuşalım dedi. lan dedim ne diyosun. kardeşim kafana takma gel bizde yat uyu sabah konuşalım. tamam dedim amk zaten kafama hiçbişey takamazdım o halde yattım amk. saati filan bilmiyorum ama uyandığımda tuncayda yanımdaydı diğer kanepede uyumuş amk. kalkmış tv izliyor sigara tüttürüyor
881-uyandım amk dün naptık oğlum biz nası bişeymiş bu filan diyorum. hatırlıyor musun herşeyi dedi. durdum ne diyor bu amk dedim. heee hatırlıyorum. son söylediğim şeyi hatırlıyor musun dedi. lan harbi bişey demişti bu ne demişti tam anlayamamıştım. yok dedim hatırlamıyorum bişey dedin ama anlayamadım uyudum. bak kardeşim gel senle bi konuşalım. tuncay önce kendi sfli durumunu özetledi filan. sonra benden bahsetti. yani her işimde yardımcı oluyorsun, beni dışarı çıkarıyorsun, siparişlerimi bile sen veriyorsun filan dedi. ee dedim tuncay. abi bu böyle olmuyor ben bu hastalığı yenmeliyim. bunu yenmem içinde tek başıma olmam lazım. mesela sen siparişimi veriyorsun ben aynı kalıyorum. sen olmasan siparişimi kendim vermem gerekir ve zamanla telefondan da olsa biraz kendi işimi görmeye başlarım. sonra sen olmasan mecburen tek başıma dışarı çıkarım filan. durmadan sıraladı bunlar anlattı durdu. ne zamandır düşünüyordum dedi artık tek olmam lazım. dedim tuncay istemiyorsan rahatsız etmem daha. işte bundan korkuyordum o yüzden söyleyemiyordum dedi. konuşmayalım demiyorum, sen benim en iyi arkadaşımsın gerçekten öylesin. ama tek başıma yenmem gereken şeyler var benim hayatımı kolaylaştırma dedi. daha da çok konuştuk yaklaşık 1 saat konuşmuşuzdur amk iyice derdini anlattı. yani diyor ki ben seni yemek yemeye filan çağırırsam gelme, tek başıma çıkmak zorunda kalayım filan. her konuda tek olmak istiyor. tamam dedim tuncay haklısın. açıkçası yine biraz kırılmıştım. ama çocuk haklıydı. sorun şuydu ki ne tuncay ne tuğba vardı. murat zaten ben ararsam arıyor yokse evde rastlarsam görüyordum.
çktım sabah eve geldim beklediğim gibi murat uyuyor. çıktım dışarı, kahvaltı yapılcak 2 tane yer var zaten. birine oturdum bi baktm benden sonra tuncay geldi amk. ahahha gerizekalı benden kurtuluş yok dedim gülerek. ama içim kan ağlıyor amk resmen. oturduk beraber kahvaltı yaptık. hesabı ödedik. benim işim var görüşürüz dedim direk ayrıldım çocuktan. kırıldığımı biraz anlasın diye. gittim boş bi park vardı uzakta bi yerde, biraz o bölgenin dışında. genelde çok insan olmaz. oturdum yaktım sigarayı düşündüm. lan ne acayip şeyler oluyor amk. 1 hafta önce esra orospusu peşimdeydi, sınıftan en az 3-4 tane yavşayan kız vardı, tuğba neredeyse köpeğimdi, zaten tuncay murat hep yanımdaydı sıkılınca arayıp takılıyordum. tuğbadan ayrılınca, murat durumu bilmesine rağmen hiç merak etmeyin msja meşgulum filan diye cevap verince ona da kırılmıştım. kimse yoktu şimdi amk. ee dedim napıcam. haftasonuydu zaten dedim eve gidicem napayım. belki faceden tuğbaya rastlarım belki yazar yada ben yazarım amk düştüğüm duruma bak. hiçbiri olmasa tuğba olsa yeter bana. gittim açtım pcyi tuğba offline. kimbilir nerde kimle takılıyor amk. bana sinirini eğlenerek atmaya çalışır, bi sürü yavşayan apaçi olur şimdi amk. lan tuncay da yok. yani çocuk takılmayalım demedi kesinlikle ama tek başına işini görmek istiyor haklı amk. tuncayla o günden sonra yine hergün görüştük. ama önceden günümün en az 10 saati tuncayla geçerken şimdi 4-5 saati geçiyordu işte.
mal gibi kalmıştım ortada. tuğba gibi saf temiz bir kızın gözünde de pisliğin teki olarak imajım yerleşmişti. o günden sonra uzun süre hiç ortamım olmadı ve sfnin en ağır dönemini yaşadım. sürekli okula giderdim ama binbir zorlukla. okuldan birilerini bulurdum içerdik amk. sadece içki arkadaşlarım olmuştu. anlatırdım durmadan derdimi. mal gibi geziyordum ortada. okuldan eve evden okula. bi bok yaptığım yoktu. o dönem böyle bitti memlekete dağıldık... ikinci yılın ilk dönemi iyi başlayıp hiç olmadığı kadar kötü bitmişti yine