|
|
|
Kadınlar için topluca hesap görme etkinliği
Bugün Fener-Galatasaray maçı var.. Bu yiğitlik denilen güzellikler aleminin yılda iki kez kutladığı “erkeklik bayramı” demektir.. Yılın bir günü Saracoğlu’nda, bir günü de Ali Sami Yen’de kutlanan bayram.. Tabii televizyon başında.. Eeee? Bundan iyi fırsat mı olur?
Doğrudan evli kadınlara sesleniyorum..
“Ben bunu adam ederim..” diye evlenip bir türlü istediğiniz kalıba sokamadığınız kocalarınız şu anda savunmasız durumda..
Günlerdir geyiğini yaptıkları Galatasaray-Fenerbahçe maçının başlayacağı saati iple çekiyorlar..
Televizyondan seyredecekleri maç bitene kadar kimse ayaklarına dolansın istemiyorlar..
En hayati işe bile dönüp bakacak durumda değiller.. Kafaları bu maça kilitlenmiş durumda.. Eğer evli bir kadın bu durumu kendi lehine kullanmayı bilemiyorsa ona yazık..
Bu durumdaki ev kadınlarında “bayanlık bilinci” sıfır demektir..
Bunu tersine çevirmek sizin elinizde.. Dediklerimi yapın.. Hayatın size ne harika fırsatlar sunduğunu kendi gözlerinizle görün..
***
Nereden mi başlayacaksınız?
Nereden başlasanız uyar ama en iyisi Pazar kahvaltısını yaparken ilk kazığı sokmaktır..
Lafı durduk yere bahara getirip, havaların ısındığından girersiniz lafa..
Kafası maça kilitli olduğundan ne dediğinizi, ne demek istediğinizi algılamaz bile.. Kendine sizi dinliyormuş süsü vermek için kafa sallar..
Hemen bir güvenlik testi yapın:
“Hava açık ve güneşli olacakmış, yer yer karla karışık yağmur bekleniyormuş..” deyin..
O yine “Hııı! Hııı!” deyip kafa sallayacaktır..
İki kez test etmek kuraldır..
Ardından “Nurinisa hanım kocasını öldürmeyi plânlıyor.. Tanıdık bir kiralık katil soruyordu..” cümlesini sokuşturun..
AHLÂKSIZ TEKLİF
Medeni Kanun’un “koca” olarak tarif ettiği şuursuz şahıs hâlâ söylediklerinizi algılamadan kafa sallıyorsa kıvama gelmiş demektir..
“Akşam üstü şöyle çıkıp biraz dolaşalım mı?” sorusunu dayayıverin..
Akşam.. Akşam üstü..
Saat yedide maç.. Nerden çıktı bu gezme lafı? Ne zaman gidilip ne zaman gelinecek?
Maçı kaçırır mıyım?
Bu sözcükler ve sorular, o algısı her şeye kapanmış kocanın kafasının içinde bir saniyede dört beş tur birden atar..
Kocanın zihni birden açılır ve muhtemelen “Ne gezmesi yaa ?” şeklinde ilk itiraz cümlesini bu sırada kurar..
Kadının burada yapacağı şey bilinçli ve sakin davranmaktır..
Bunu başarabilirsiniz..
Zaten piyasa araştırmaları; kadının erkeğe oranla “daha bilinçli tüketici” olduğunu göstermiyor mu?
İyi bir tüketici olarak “Ömür tüketme..” konusunda da aynı istikrarı göstermeli, daha ilk cümlede kavga çıkarmamalısınız..
Gerilimi zamana yaymakta fayda vardır..
Böylece “Herkes dışarıda.. Hava da harika.. Sahilde bir yürüyüş harika olur..” türünden bir cümleden sonra çıkabilecek olaylardan sorumlu olmazsınız..
Asıl maksadı gizleyen bu gibi masumane cümleler karşı tarafın “cinnet katsayısını” kendiliğinden artırır.. Kontrolü tamamen kaybettirir..
Aklı karışan koca önce abuk sabuk cümleler kurarak itiraz eder..
Alt alta konduğunda hiçbir mânâ ifade etmeyen bu cümleleri ciddiye alıp da tek tek cevap vermeye kalkışmayın..
“Zaten bütün kış kapalı kaldım..” veya “Evde oturmaktan içim daraldı..” gibi kısa itiraz cümleleriyle zamana oynayın..
***
“Koca milleti” tarifine giren ve gönüllü olarak nikâh defterine imza atan güruh, genellikle içten pazarlıklı olmaz..
Sizinki de eninde sonunda masumane niyetini itiraf edecektir..
“Hayatım, bugün Fener-Galatasaray maçı var ama..” diyecektir..
İşte bu anı kullanmak çok önemli..
Çünkü laf sizi, geri stratejik anlamda geri çekilme noktasına getirmiştir..
“Tamam canım çıkmayız.. Sen maçını seyret..” derken yenilgiyi kabullenmiş olmazsınız.. Taktik anlamda geri çekilmiş olursunuz..
Böyle bir cevap kocanın kendisini gün boyu suçlu hissetmesine yol açar..
TAKTİK RİCAT
Futbol maçı gibi kadını ilgilendirmeyen konularda yapılacak “taktik geri çekilmeler” evliliğin kadınca ideolojisine de uygundur..
Nisa taifesinden “kadınlık bilinci” tam açılmamış olanlar bu noktada taktik hatası yapabilirler..
“Ne anlıyorsunuz bu maçtan.. Her hafta aynı şey..” diye söylenerek karşı tarafı tahrik ederler..
Erkek, futbol denilen tarikatın en bağnaz müritlerinden biriyse böyle bir söylenme halinde çileden çıkabilir, saldırganlaşır..
Bu tıpkı bir Sivas Kangal köpeği beslenirken yemek yediği kaba el uzatmak kadar tehlikelidir.. Sonu hastanede bitebilir..
Oysa “Peki canım.. Sen seyret maçını.. Biz evde otururuz..” karşılığı ise erkeği suçluluk duygusu ile baş başa bırakır..
Feministlerin işleyip durduğu “Evlilik kadının fedakârlığı üzerinde durur..” tezine katkıda bulunur..
Bu propaganda erkek kısmının üzerinde de etkili olduğundan, maç seyretmek konusunda son sözü söyleyen koca kıvranıp duracaktır..
Yaşadığı suçluluk duygusunun etkisi ile çeşitli şaklabanlıklar yapacaktır..
Sakın bunlara karşılık vermeyin..
Doğru olanı incinmiş gibi yapıp, evlilikten beklediğini bulamamış bahtsız kadını oynamaktır..
Tabii mazoşist değilseniz ve amaç maçı onun burnundan getirmekse..
***
Çok nadir olarak, kırk yılda bir tersi olur..
Koca denilen şahıs bir Fenerbahçe-Galatasaray maçını feda edecek kadar erkeklik gururu ve onurundan yoksun çıkabilir..
Maçı televizyondaki tekrarından izlemeyi göze alıp “Peki canım çıkalım, biraz dolaşalım..” diyebilir..
Sakın ona bu fırsatı tanımayın..
Çıkmaya hazırlanıyormuş gibi oyalanabildiğiniz kadar oyalanın.. Maçın başlamasına çok az kala bir bahane icat edip evde kalmayı seçin..
Bırakın maçı seyrederken kafası size bir kez daha takılsın.. Futbol bayramı zehir olsun..
Hem bu derbilerin kökü kurumuyor ya! Beş altı ay sonra bir başkası var sırada..
Önemli olan böyle günlerde gücün sizde olduğunu bilip tadını çıkarmak..
Bunu bilin yeter..
“Naçar kocanın her işi naçar.. Maç saati gelince yiğitlik kaçar..”
Selahattin duman - Vatan - 28-03-2010
|
|
|
|
|
|
|
http://www.jetonorg.tr.gg/
http://www.filateliucak.tr.gg/ |
|
|
|
|
|
|
|